Çukurova Ovası Çukurova Ovası, batıdan ve kuzeyden Orta Toroslar'ın yükseltileri 3,500 metreyi bulan doruklarıyla, doğrudan Misis tepeleriyle sınırlanan, güney ve güneybatıda doğrudan doğruya Akdeniz'e açılan geniş bir ovadır. Adana Ovası'nın yaklaşık üçte ikisini oluşturan bu bölge, sulu tarım alanlarıyla dikkat çeker. Oluşumunu Üçüncü Zamanda tamamlamış yüzey şekillerinin kuytularına yemyeşil bir halı gibi sokulur. Doğuda Ceyhan Irmağı ve batıda Seyhan Irmağı ile Tarsus (Berdan) Çayı'nın alüvyonlarından oluşmuş olan bu alüvyon ovası, yazları sıcak ve kurak Akdeniz iklimiyle, yaşanması güç fakat ekonomik açıdan son derece önemli bir yöredir. Misis Boğazı'ndan tepeleri yararak çıkan ve Çukurova'yı Yukarıova'dan ayıran Ceyhan Irmağı, önemli demiryolu ve karayolu bağlantıları kurulmasını sağlamıştır. Tarih ve Kültürel Miras Kilikya Boğazları'nın güneyinde yer alan Çukurova, çok eski çağlardan beri Anadolu ile Akdeniz arasında bir geçiş bölgesi olmuştur. Eski çağlarda Cilicia Campestris yani Kilikya Ovası olarak adlandırılan bu bölge, Hititler döneminde küçük kent devletlerine ev sahipliği yapmıştır. Büyük İskender, Pers Kralı Dara'yı Çukurova'da Dörtyol (Eski çağda İssos) dolaylarında yenilgiye uğratmış, Antonius ve Kleopatra Tarsus'ta buluşmuşlardır. Bölge, Roma egemenliği döneminde Tarsus'ta kurulan ünlü bir felsefe okulu ve Hristiyan havarisi Aziz Paulus'un burada eğitim görmesiyle de kültürel açıdan önemli bir merkez olmuştur. Onuncu yüzyılda Haçlı seferleri sırasında, Fransızlarla iş birliği yapan Ermenilerin bir Ermeni devleti kurdukları bölge, 1259'da Alaeddin Keykubad tarafından kesin olarak Selçuklu topraklarına katılmış ve Türkmen boyları yerleştirilmiştir. Daha sonra Ramazanoğulları, Karamanoğulları ve Memluklar arasında çekişmelere yol açan Çukurova ve Kilikya bölgesi, Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlı İmparatorluğu topraklarına 1517 yılında katılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nun gerileme döneminde, merkezden yönetim gevşeyince, bölgede düzenin bozulması, eşkıyalık ve çapulculuğun artması üzerine, ovadaki köylerde yaşayan halk, gün geçtikçe dağlık bölgelere çekilmiştir. Modernleşme ve Ekonomik Gelişim Bu nedenlerden ötürü, günümüzden henüz 120 yıl önce Çukurova, özellikle yaz aylarında yaşanması olanaksız bir alan olarak görülmekteydi. Halkının büyük bölümü sağlık sorunları nedeniyle dağlardaki yaylalara göç ederken, tarıma hemen hemen hiç açılmamış ve bazı kesimleri geçit vermeyen bataklıklarla kaplı bir alandı. Yakın dönemde ise, göçebe aşiretlerin yerleştirilmeleriyle, Kırım'dan, Balkanlar'dan ve Kafkaslar'dan gelen Türklerin oluşturduğu birbirini izleyen göçmen dalgalarıyla ve bataklıkların kurutulmasıyla, yeniden hızla yerleşime açılmıştır. Tarımsal ve Endüstriyel Potansiyel Çukurova'nın ekonomik açıdan modern yöntemlerle değerlendirilmesine, 1950'li yılların ortalarında, ilk sulama tesislerinin yapılmasıyla girişilmiştir. Geniş alanların tarıma açılmasının çekirdeği, Seyhan Baraj Gölü olmuştur. 1,200,000,000 metreküp su tutan ve 1956'da tamamlanan Seyhan Barajı sayesinde 154.000 hektar tarım alanı sulanmakta ve ürettiği elektrik enerjisiyle Çukurova'nın başlıca kenti Adana'ya elektrik sağlamaktadır. 1991'de Çukurova'da Türkiye'nin pamuk rekoltesinin yaklaşık dörtte biri üretilmiştir. Doğal Kaynaklar ve Ekolojik Çeşitlilik Çukurova Ovası, Adana, Mersin, Osmaniye ve Hatay illerini içine almaktadır. Bu bölgede iklim Akdeniz iklimidir; yazlar sıcak ve kurak, kışlar ise ılık ve yağışlı geçer. Bu sayede bir çok ekolojik çeşitlilik vardır. Bölgenin yer üstü zenginlikleri olduğu gibi yeraltı zenginlikleri de vardır. Bunlara örnek olarak;
Bölge, mısır, soya fasulyesi ve yer fıstığı üretiminde birinci sıradadır. Ayrıca pamuk yetiştiriciliği ile ülkedeki tekstil sanayisine katkısı vardır. Bölgede çay ve fındık hariç bütün tarım ürünleri yetiştirilebilir. Narenciye ihtiyacının yarısı, muz üretiminin çoğu bu bölgeden sağlanır. Ayrıca Türkiye turp ihtiyacının %70'i bu bölgeden karşılanır. Su Kaynakları ve Bitki Örtüsü Bölgenin önemli akarsuları Seyhan, Ceyhan ve Göksu nehirleridir. Bölgenin bitki örtüsü, "maki" denilen ufak ağaçlardan oluşmaktadır. Çukurova Ovası, alüvyonal materyallerden oluşmaktadır. Çukurova Bölgesi'nde, kireç taşı oluşumları ile Dördüncü Zaman alüvyonları yayılım gösterir ve bölgedeki ovaları oluşturur. |