Harran Ovası, Şanlıurfa ilinin güneydoğusundan başlayarak Suriye sınırına kadar uzanan bir bölgedir. Bu ovanın merkezinde yer alan tarihi Harran ilçesi, Şanlıurfa şehir merkezine 45 kilometre uzaklıkta bulunmaktadır. Harran Ovası, topraklarının çok verimli olmasıyla bilinen önemli tarım alanlarından biridir.

Harran'ın geçmişi hakkında en güvenilir bilgiler, arkeolojik kazılar sonucu elde edilen buluntulara dayanmaktadır. "Harran" ismi, ilk kez Mari ve Kültepe'de bulunan ve M.Ö. 2. binyılın başlarına tarihlenen çivi yazılı tabletlerde "Har-ra-na!" veya "Ha-ra-na" şeklinde görülmüştür. Suriye'nin kuzeyinde bulunan Ebla tabletlerinde de Harran hakkında "Ha-ra-na" olarak bahsedildiği gözlemlenmiştir. M.Ö. 2. binyılın sonlarına doğru Hitit tabletlerinde, Mitanni'ler ile Hititler arasında yapılan bir anlaşmanın Harran'da bulunan Ay Tanrısı (Sin) ve Güneş Tanrısı'nın yeminleriyle onaylandığı belirtilmektedir. Bu belgelerden anlaşıldığı üzere, Harran adı yaklaşık 4.000 yıldır değişmeden günümüze kadar gelmiştir. Harran isminin, Sümerce'de "Seyahat-Kervan" anlamına gelen "Harran-u" kelimesinden geldiği bilinmektedir. Bazı kaynaklar, bu kelimenin kesişen yollar veya çok sıcak anlamına da geldiğini belirtmiştir.

Harran, Deysan ve Cullüb nehirlerinin suladığı bir düzlükte, Mezopotamya'nın kuzeyinde kurulmuştur. Harran Ovası, adeta bir ağ gibi su kanalları ve yollarla örülmüş geniş bir tarım sahasına sahiptir. 1184 yılında Harran'ı ziyaret eden ünlü seyyah İbni Cübeyr, bu bölgenin gölgelik ve ağaçlık olduğunu, çeşitli meyve ve sebzelerin yetiştirildiğini yazmıştır. Ancak uzun süren kuraklık sonucunda ova harap olmuştur. Her yıl yüz binlerce turistin büyük bir ilgiyle ziyaret ettiği bu bölge, Hz. İbrahim peygamberin yaşadığı şehir olarak da bilinmektedir. Bölgede yapılan çeşitli arkeolojik kazılar, Harran'ın yaklaşık 4.000 yıl boyunca adının değişmeden günümüze kadar geldiğini göstermektedir. Bugün Deysan ve Cullüb ırmaklarının kurumuş olması nedeniyle Harran, sudan yoksun ve yeşilden mahrum bir ovanın ortasında, 5.000 yıllık geçmişiyle ayakta kalmaktadır. Tipik evleri, höyüğü, kalesi, kent surları ve muhteşem mimari kalıntılarıyla turistlerin ilgisini çekmektedir. Urfa Tünelleri ve Atatürk Barajı sayesinde Harran Ovası'na akan Fırat Nehri, bu bölgeyi tarihteki verimli ve yeşil günlerine kavuşturma potansiyeline sahiptir.

Harran Ovası, çok değerli ticaret yollarının kesiştiği bir noktada yer alması nedeniyle birçok dönemde dikkat çekmiştir. Özellikle eski Mezopotamya'da putperestliğin etkin bir merkez noktası olmuştur. Ziyaretçilerine kapsamlı bir gezi sunan Harran Ovası, Şanlıurfa'ya gelecek yerli ve yabancı turistlerin gezi listesinde mutlaka yer alması gereken çok değerli bir bölgedir.