{ "title": "Çukurova Ovası", "image": "https://www.ova.gen.tr/images/cukurova-ovasi.jpg", "date": "21.01.2024 02:26:18", "author": "münire elpit", "article": [ { "article": "
Çukurova Ovası, Batıdan ve kuzeyden Orta Toroslar'ın yükseltileri 3,500 metreyi bulan doruklarıyla, doğrudan Misis tepeleriyle sınırlanan, güney ve güneybatıda doğrudan doğruya Akdeniz'e açılan Çukurova, Adana ovasının yaklaşık üçte ikisini oluşturur. Sulu tarım alanlarıyla, oluşumunu Üçüncü Zamanda tamamlamış yüzey şekillerinin kuytularına yemyeşil bir halı gibi sokulur. Doğuda Ceyhan ırmağının batıda Seyhan ırmağının ve Tarsus (Berdan) çayının alüvyonlarından oluşmuş olan bu alüvyon ovası, yazları sıcak ve kurak Akdeniz iklimiyle, yaşanması güç, ama iktisadi açıdan son derece önemli bir yöredir. Misis boğazından tepeleri yararak çıkan ve Çukurova'yı Yukarıova'dan ayıran Ceyhan ırmağı, önemli demiryolu ve karayolu bağlantıları kurulmasını sağlamıştır.

Kilikya Boğazlarının güneyinde yer alan, çok eski çağlardan başlayarak Anadolu ile Akdeniz arasında bir geçiş bölgesi oluşturan Çukurova'ya daha eski çağlarda yerleşerek Cilicia Campestris yani Kilikya Ovası adı verilmiştir. Hititler döneminde küçük kent devletleri kurulmuştur. Büyük İskender, Pers kralı Dara'yı Çukurova'da Dörtyol (Eski çağda İssos) dolaylarında yenilgiye uğratmış, Antonius ve Kleopatra Tarsus'ta buluşmuşlardır. Bu arada bölgede, uygarlık ve kültür de hızla gelişmiş, sözgelimi Tarsus'ta Roma egemenliği döneminde ünlü bir felsefe okulu kurulmuş, Hristiyan havarisi Aziz Paulus bu okulda öğrenim öğrenim görmüştür. Onuncu yüzyılda Haçlı seferleri sırasında, Fransızlarla iş birliği yapan Ermenilerin bir Ermeni devleti kurdukları bölge 1259'da Alaeddin Keykubad tarafından kesin olarak Selçuklu topraklarına katılmış ve sınırlarına Türkmen boyları yerleştirmiştir. Daha sonra Ramazanoğulları, Karamanoğulları ve Memluklar arasında çekişmelere yol açan Çukurova ve Kilikya bölgesi Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlı İmparatorluğu topraklarına 1951 yılında katılmış, Osmanlı İmparatorluğunun gerileme döneminde, merkezden yönetim gevşeyince, bölgede düzenin bozulması, eşkıyalık ve çapulculuğun artması üstüne, ovadaki köylerde yaşayan halk, gün geçtikçe dağlık bölgelere çekilmiştir.

Bu nedenlerden ötürü, günümüzden henüz 120 yıl önce Çukurova hiç de çekici olamayan, özellikle yaz aylarında yaşanması olanaksız bir alan sayılan, halkının büyük bölümü yaz aylarında sağlık sorunları nedeniyle dağlardaki yaylalara göçen birkaç kent dışında, önemli bir yerleşme görülmeyen, tarıma hemen hemen hiç açılmamış, bazı kesimleri geçit vermeyen bataklıklarla ya da insan boyunu aşan otlarla kaplı bozkır görünümlü topraklarla kaplı bir alandı. Yakın dönemdeyse, göçebe aşiretlerin yerleştirilmeleriyle, Kırım'dan Balkanlar'dan Kafkaslar'dan kaçan Türklerin oluşturduğu birbirini izleyen göçmen dalgalarıyla ve bataklıkların kurutulmasıyla, yeniden hızla yerleşime açılmıştır.

Çukurova'nın iktisadi açıdan modern yöntemlerle değerlendirilmesine, 1950 yıllarının ortalarında, ilk sulama tesislerinin yapılmasıyla girişilmiştir. Geniş alanların tarıma açılmasının çekirdeği, Seyhan baraj gölü olmuştur. 1,200,000,000 metreküp su tutan ve 19562'da tamamlanan Seyhan barajı sayesinde 154.000 hektar tarım alanı sulanmakta ve ürettiği elektrik enerjisi sayesinde Çukurova'nın başlıca kenti Adana'ya elektrik sağlamaktadır. 1991'de Çukurova'da Türkiye'nin pamuk rekoltesinin yaklaşık dörtte biri üretilmiştir.

Çukurova ovası Adana, Mersin, Osmaniye ve Hatay illerini içine almaktadır. Bu bölgede iklim Akdeniz iklimidir. Yazlar sıcak ve kurak kışlar ılık ve yağışlı geçer. Bu sayede birçok ekolojik çeşitlilik vardır. Yer üstü zenginlikleri olduğu gibi yeraltı zenginlikleri de vardır. Bunlara örnek olarak;
Bölge mısır, soya fasulyesi ve yer fıstığı üretiminde birinci sıradadır. Ayrıca pamuk yetiştiriciliği ile ülkedeki tekstil sanayiye katkısı vardır. Bölgede çay ve fındık hariç bütün tarım ürünleri yetiştirilebilir. Narenciye ihtiyacının yarısı, muz üretiminin çoğu bu bölgeden sağlanır. Ayrıca Türkiye turp ihtiyacının %70'i bu bölgeden yetiştirilir.

Bölgenin Seyhan, Ceyhan, Göksu nehirleri önemli akarsularındandır. Bölgenin bitki örtüsü maki denilen ufak ağaçlardan oluşmaktadır. Çukurova ovası alüvyonal materyallerden oluşmaktadır. Çukurova Bölgesinde kireç taşı oluşumları ile dördüncü zaman alüvyonları yayılım gösterir ve bölgedeki ovaları oluşturur.

Haritada Çukurova." } ] }